Salyangozlar, kimilerine göre evini sırtında taşıyan sevimli canlılar olarak görülse de kimilerine göre bıraktığı yapış yapış izlerle pek hoşa gitmeyen küçük yaratıklardır.
Yağmurlu havalarda sıkça karşılaştığımız bu minik canlılar kimi ülkelerde akşam yemeklerini escargot olarak süsler.
Peki, salyangozlar hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Şimdi salyangoz nedir, ne yer, nasıl ürer bunlardan bahsedeceğiz.
Salyangoz Nedir?
Salyangozlar; yumuşakçalar şubesinde bulunan, kabuğu kıvrık sarmal şeklindeki küçük hayvanlardır. Sırtlarındaki karbonat ve kalsiyumdan oluşan kabukları, vücutlarına bir kas yardımı ile bağlıdır.
Bu kabuk sayesinde yumuşak bedenleri ve iç organları korunur. Kara salyangozları, dalgalanma hareketi ile, karınlarının altındaki kaslı ayaklarıyla sürünerek hareket ederler ve saniyede ancak 1.27-1.77 cm yol alabilirler.
Oldukça ağır hareket eden bu minik canlılar, çoğunlukla kahverengi ve tonları ile karşımıza çıkarken; türüne göre de değişkenlik gösterebilir.
Dünyada yaklaşık 43.000 kadar salyangoz türleri vardır. Salyangozlar yaşadıkları bölgeye göre 3 farklı şekilde sınıflandırılırlar bunlar; deniz, kara ve tatlı su salyangozlarıdır.
Bu yazımızda en sık karşılaştığımız salyangoz türlerinden olan kara salyangozlarından bahsedeceğiz.
Salyangozlar en çok nerede bulunur, diye soruyorsanız bu sorunun cevabı; tatlı sular ve denizlerdir. Nemli yerlerde ve yağışın çok olduğu yerlerde; havanın tam olarak soğumadığı sonbahar mevsiminde sıkça görülürler.
Vücutlarında bol miktarda su barındıran bu küçük canlılar, aşırı soğuk havalarda donarken, aşırı sıcak havalarda su kaybından dolayı kururlar. Geçtikleri yerde iz bırakmalarına neden olan parlak renkte sümüksü yapıda bir sıvı üretirler.
Kabukları ile gövdeleri arasında bulunan kuru sümüksü sıvı, vücut nemlerini kaybetmemelerini sağlar. Kışın ağaç kovuklarına veya toprak altlarına girerek kendilerini soğuktan korurken; yazın çok sıcak havalarda da sıcaktan korunmak için bu yöntemi kullanırlar. Salyangozlar genellikle otobur olmakla birlikte, etobur veya hepçil de olabilirler.
Salyangozlar aynı zamanda ekonomik bir besindir. Deniz salyangozlarının bazı türleri tüketim amaçlı denizden toplanmaktadır. Yenilebilen kara salyangozlarının da birçok faydası bulunmaktadır.
Salyangozlar Nasıl Beslenir?
Salyangozlar nasıl beslenir diye eminim birçoğumuz merak etmişizdir. Bu başlıkta salyangozlar ne yer, buna değineceğiz. Çoğunluğu otobur olan bu canlılar, bitkilerdeki taze sürgünleri yediği için zarara neden olurlar.
Çiftçiler ekinlerini salyangozlardan korumak için birçok yönteme başvururlar. Az sayıdalarsa, toplayarak uzak yerlere götürürler ancak çok sayıdalarsa ağaçlara, sebze aralarına, bahçe duvarlarına sarımsak asarak ya da sarımsak suyu dökerek uzak kalmaları sağlanabilir.
Ağızlarında yedikleri besinleri ufalamaları ve öğütmeleri için radula vardır. Bu cümleyi duyunca aklınızda oluşan ‘radula nedir?’ sorusuna da hemen açıklık getirelim.
Radula, üzerinde ufak dişlerin bulunduğu, sert yapılı, yiyecekleri ufalayarak sindirimi kolaylaştıran bir dildir. Etçil salyangozları bazı omurgasız hayvanları ve yumuşakçalarla beslenirler.
Salyangozlar Nasıl Ürer?
Salyangozlar herhangi bir türdeşi ile çiftleşebilir. Çünkü hermafrodittir. (hem dişi hem erkek) Yani hem dişi hem erkek hormonları bulunur. Durum böyle olsa da çiftleşmek için iki ayrı salyangoz bir araya gelmelidir. Kış uykusundan ilkbaharda uyanan bu küçük hayvanlar, körpe filizlerle beslenirler.
Oldukça hızlı gelişirler ve üreme zamanlarında uzuvları sayesinde birbirlerini döllerler. Çiftleşme sırasında erkek salyangoz dişisine kalsiyumdan oluşan aşk oku saplar. Bu oku saplamasının nedeni, dişisinin tekrar çiftleşmesine engel olmak ve kendi sperm hücrelerinin döllenmesini sağlamaktır. Salyangozların çiftleşmesi yaklaşık 1-3 saat kadar sürebilir.
Bir kere çiftleşme ile birkaç yıl yumurtlayabilme özelliğine sahiptirler. Mayıs ile Ağustos aylarında olmak üzere iki kez gerçekleşen çiftleşmeden Bugonya cinsleri 12-15 gün sonra yumurtlarken; diğer türler ise 5-8 gün sonrasında yumurtlar.
En yaygın görülen tür olan begonya cinsleri 6mm büyüklüğüne sahip 60-90 adet yumurtlarken, diğer küçük renkli cinsler ise 4mm büyüklüğünde 100-110 adet yumurta yumurtlar. Yumurtlayan dişi, 10-12 gram kadar ağırlık kaybeder.
Salyangoz yumurtasını; çalılıkların gölgesine, yaprak altlarına, ağaç köklerine veya topraklar kovuklarına bırakır. Su salyangozları ise yumurtalarını akıntıya bırakır ya da jelatinsi bir kütle içinde zemine yapıştırır.
Kara salyangozları yumurtalarını, 15-30 gün içinde kabuklarından çıkacak olan yavrularını, kolaylıkla yiyecek bulup beslenebilmesi için; taze ve bol bitkilerin olduğu yerlere bırakırlar.
yumurtadan yeni çıkan yavrular yetişkinlere benzer. Çıkmış oldukları yumurtanın kabukları, ilk yedikleri besindir. Bu besin sayesinde kendi kabuklarının oluşumuna katkı sağlarlar.
Salyangozların Özellikleri Nelerdir?
Salyangozların özelliklerine değinecek olursak, bu küçük canlılara rastladığınızda onların birçok özelliğinden haberimiz yoktur.
Şimdi sizlere salyangozların hiç bilmediğiniz ilginç özelliklerinden maddeler halinde bahsedeceğiz.
Salyangozların özellikleri nelerdir, tek tek maddeler halinde inceleyelim:
- Dünya üzerinde bilinen 43.000 türü vardır.
- Kafalarında iki çift anten bulunur. Üstteki antenlerde gözleri vardır; alttaki antenler sayesinde ise koku alırlar.
- Üretttikleri sümüksü sıvı sayesinde keskin ve tehlikeli şeylerden yara almadan kurtulurlar.
- Salyangozların ömrü 3 ile 15 yıl arasındadır.
- Dünyanın en büyük salyangozu, 77 cm uzunluğunda 18 kg ağırlığındadır.
- Hermafrodittirler. Yani hem dişi hem erkek hormonu taşıyan bir canlıdır.
- Bahçe salyangozlarının ağızlarında 14.175 diş bulunur.
- Aşk oku denen okları vardır ve bu oklar çiftleşmeye yarar.
- Tür farklılıklarına göre kabukları değişkenlik gösterir.
- kol ve bacakları yoktur. Vücutları bir bütün halinde yumuşak ve sümüksüdür.
- Ağızlarında dişli bir dil anlamına gelen radula bulunur.
- Deniz salyangozları zehirlidir ve zehirleri morfinden bile kuvvetlidir. Kurbanları için ölümcül bir etki bırakır.
- Sağırdırlar. Çünkü kulakları yoktur.
- Salyangozların salyaları deride yenilenme özelliği gösterdiği için kozmetik sektöründe yaşlanma karşıtı olarak sıkça kullanılır.
- Bazı araştırmacılar bahçe salyangozlarının, kronik bronşite ve mide ülserine karşı etkili olduğunu öne sürmüşlerdir.
- Gece ve bulutlu havalarda aktiftirler. Çok güneşli havalarda ve kış aylarında ortada görünmezler.
- Salyangozlar kış uykusuna yatarlar. Kendilerini kabuklarının içine katıp açık kalan kısmı sertleşen mukuslu bir salgı ya da boynuzumsu bir kapak ile kapatırlar. Bu şekilde kendini ağaç kütüğüne yapıştıran ya da toprağa gömen canlılar, ilkbahar aylarında uyanır.
- Kabuklarının yapısında bol miktarda karbonat ve kalsiyum bulunur, bu da salyangozun büyüdükçe kabuğunun da beraberinde büyümesini sağlar.
- Bazı ülkelerde bu canlılar pişirilip yenir. Birçok türü insana hastalık bulaştırabilir. Bu yüzden mümkün olduğunca yenmemesi gerekir.
- Burgonya cinsi olan bu canlıların kış uykularında 6-7 ay aç kalabilirler.
- Nemli yerleri her ne kadar sevseler de fazla nemli ve ıslak ortamda kaldıklarında kurbağa veremi adındaki bir hastalığa yakalanıp ölebilirler.
- Çok hızlı çoğalıp, hemen yavrulayabilirler.
- Kanlarında pıhtılaşma olmaz ve hava ile temas ettiğinde oksidasyon olayı ile mavi rengini alır.
- Besinleri sindirmeleri çok uzun süren bu küçük canlılar, kendi kütlelerinin %15’i kadar besin tüketebilirler. Fazla besinleri ise depolarlar.
- Deniz yosunu yiyen salyangoz türleri ise klorofili sindiremediklerinden onları yaprağı andıran deri saçaklara depolarlar. Fotosentez yapan klorofil, güneş ışığında bu küçük canlılara şekerli madde üretir.
Salyangozların Faydaları Nelerdir?
Salyangozların faydaları sandığımızdan çok daha fazladır. Yapılarında bulunan lectin adındaki madde, vücudun bağışıklığını güçlendirir ve kanserle savaşmasına yardımcı olur.
Kurutularak toz haline getirilmiş bu canlıdan oluşan maddeye helisin denir. Bu toz sayesinde etler yumuşak olarak kızartılır ve bu toz akdeniz veremine karşı olumlu etki yaratır. Aynı zamanda salyangoz alkolün ve çiğ yenen besinlerin sindirimine yardımcı olur.
Salgılarında bol miktarda azot ve proteinli bir maya bulunur. Bu maya bronşit hastalığının iyileşmesini hızlandırır.
Sümüksü yapıdaki mukusları, yaralara ve cilt kırışıklarına iyi gelir. Bu sebeple kozmetik sektöründe salyangoz kremi, büyük bir yere sahiptir.
Salyangozlarda, mutluluğu arttıran ve beyni rahatlatan seratonin hormonunun faaliyetini arttıran triptofan adında bir madde bulunur. Böylece duygu değişimini iyileştirir.